Monday, April 12, 2010

KOKU


Yeniliğe açılan pencerenin kıyısında
Gözlerin ışığın kamaşmasında
                        yarılanmış gözkapaklarının ardında kısarken kendini
Kısıtlanmış tüm hayretler ayyuka çıkar
                       uykuların camgöbeği korneası yanmış canavarımsı rüyalarında
Tensel bi çarpışma vukuu bulur
                        her dem çekilen yanar döner göbektaşlarında
Sıcaktan bunalırsın da,
                              laf edemezsin

Bi ezan sesi çalınır kulağına o vakit
Hiç bilmesende kalkıp iki rekat atmak ister canın
Hiç inanmazsın da hatta kıçını dönersin hacca
Hac döner yolunu bulur
Tüm istikametleri şaşırır için
Için içinden çıkamaz

Tabelalar O’nu gösterirken
Saatte üç yüz kilometre gidersin de
Hiç gitmez o
Geceleri güneş olur,
                         gündüzleri ay
                                         Gözükmez
Ama bilinir bi yerde doğar o
Bilinir ki
           bi yerde
                      doğar..




Susuzluğa açılan nehirlerin kıyısında
Dudaklar süklüm püklüm kuru bakır kıvamında hasretken kalayla sevişip ışıldamaya
Bi ıslığa kapılıpta gidersin bigün
Yok olur olmaması gerekenler
Seninle olanlar sendedir zaten
Seninle olup seninle gelmeyenler de
Senin sandığın ve olmayanlarda

..ve bir koku düşer aklına
silinir gider herşey
herşey yerli yerindedir artık
yerli yerinde artıktır herşey…


Serdar Gungor

No comments: